.
Saklan deresini geçip,otogarın yukarısındaki tepeye varınca gözlerim bayram eder.Allahım bu ne muhteşem şehir,yüreğimin şehri,doğduğum şehir.O ne havaki içinde kendimi mutlu bildiğim,sağlıklı bulduğum.O ne kaldırımlar ki yürümeye doyamadığım.O ne toz ki yutmaktan iğrenmediğim.O ne şehir ki 16 yilda 160 yıl gibi hasretini çekerim.Özüm şehir....cizre.
Ey cizre seni baktığın Cudi adına severim.Seni deli dolu Dicle nehrinle severim.seni taşları sökülmüş kalenle ,içinde barındırdığın ailem için severim.16 yil boyunca ,160 yıl senden ayrıymışım gibi hasretini çekerim.
Olsun dört katlı olmasın binaların,gecekondu olsun.Caddelerini kaplayan çukurlardan üstüme su sıçrasın,sıcağın bunaltsın,nehirin can alsın,hergece bomba yağsın üstüne,sende kötü düşler göreyim,halkın kötü olsun,hiçbirini sevmeyeyim,baharın yeşil olmasın yamaçların ama yeterki her yaz gecesi evimin damında uzanırken ay bir tepsi gibi gülümsesin bana,yıldızlar genç kız gibi göz kırpsın bana.Evet o sıcak yaz geceleri damda uyurken yorganım yıldız bereli olsun.Yıldızlar ne yakındır ne yakındır avuçlarıma,ay ne davetkardır Cizremde bir ben bilirim yaz geceleri.Üstümden geçerken uçaklar ışıklarıyla ben içindekileri merak ederim.Kimdirler,nerelidirlernereye gitmekteler...Cırcır böceklerinin serenatı ne hoştur ve düşündükçe o an Cizre kabristanında yatan Memo zin i ve halam Marya yı ,diyorum ki dünya ne boştur.
Evet Cizrem!Seslen Memu zine sevilerini dinleyeyim.Bir duvar dibinde ebedi uykusunda olan kardeşimin alnında ki beyaz perçemi öpeyim.Hemen ötesinde yatan garibin acıklı dramını dinleyeyim.Beş mezar ötede yatan şehit anlatsın kahramanlıklarını.Ve anlatsın bana mezarlığın sessiz tüm ahalisi:bir zamanlar en güzel kimdi,en zengin kimdi.Beko anlatsın şeytanlıklarını,memu zini nasıl ayırdığını,eski Cizre Beyi anlatsın cenglerini,kılıç kulanışını.Bir eski zaman köylüsü anlatsın Diclenin Cizreyi çepeçevre kuşatışını ve babamın halası Marya(ki o en çok sevendi dünya malını)anlatsın dünya malının kime kaldığını...